16 Aralık 2014

GUGUK KUŞU


Gece yarısı:  00:00
Guguk kuşu ötmeye başladı
Devrim..! Devrimm..! Devrimmm..!
Peşinden o horito sesiyle Hamlet vari bir kahkaha attı kuş
Ha,haa,haaa..! deliceydi kahkahası
Tam o sıra uyanıverdim. Dışarıdan sabah ezanının hoparlör cızırtısına karışan sesi geliyordu. Sağ elim yorganın dışında kalmış,üşümüştü. Oysa yatağın içi sıcacıktı. Elimi yorganın altına çektim, olmadı yastığın altına soktum. Biraz ısınır gibi oldu. Sıcaklık ne güzel şeydi. Ne de olsa cep telefonum işe gitme saatine kurulu, diye düşünüp yatağın sıcaklığına iyice gömülüverdim. Gördüğüm rüyayı düşündüm, guguk kuşunun neden devrim devrim diye öttüğüne,peşinden niçin o deli kahkahasını attığına pek akıl sır erdiremedim. Bu biraz camımı sıkmadı da değil ama alt tarafı bir rüyaydı işte. Dışarıda okunan ezan bitmiş,hoparlör imam tarafından kapanmış,cızırtıda kesilmişti. Acaba minarenin ışıkları imam ezan okurken gene yeşil yeşil mi yanıyordu? Tuhaf ama bu geldi aklıma. Bugün o bahçeli evdeki komşunun horozu da nedense ötmemişti,genelde ezanla birlikte o da ötmeye başlardı. Belkide adam kesip yemişti horozunu, belli mi olurdu hani? Zaten karanlık suratlı, pis sakallı herifin biriydi. Bir ara dün neler yaşadığımı düşünmeye yorduysam da aklımı, pek değişik bir şey yaşamadığımdan olsa gerek tez vazgeçtim yaşadıklarımı düşünmek düşüncesinden de. Komodinin üzerine koyduğum akıllı cep telefonum geldi aklıma, daha doğrusu facebook'a girip kimin benim son yazdıklarımı beğenip beğenmediğine bakmak. Narsistliğime güldüm, vazgeçtim bu düşüncemden de. Bir tespih böceği gibi iyice dertop olup, tıpkı ana rahmindeki bir ceninin pozisyonunda yorganın altındaki o sıcaklıkta kendi yalnızlığımla baş başa kıvrılıp hiç bir şey düşünmeden saatin çalmasını bekledim. Gene de o halde bile o geldi aklıma. Sıcacıktı. Sanki bir yağmur diner dinmez çıkan ebemkuşağı gibi rengarenkti gülüşü. Yüzü karanlıkta bir yıldız tarlası gibiydi. Bir tek kişi değil sanki tüm sevdiğim şeylerin toplamı gibiydi.Onu böylesi düşününce; topuğundan kaldırıp Tanrıların ölümsüzlük suyuna batırdıkları Aşil gibi beni de sanki topuğumdan kaldırmış öylece mutluluğun içine batırıvermişlerdi. Ona iyice batmıştım ki cep telefonumun alarmı çalmaya başladı. Bu ekmek kavgasının bugünde başladığının habercisiydi. Belkim de öten gene o guguk kuşuydu. Kim bilir!

tk


4 yorum:

maviye iz süren dedi ki...

gibiyi bulmak gerek öyküde yaşamadaki gibiyi. yalın olanı gerçek olanı..
guguk kuşu'da öyle olmuş, sevdim:)

Kelimelerle Dans dedi ki...

kalemine sağlık.pek güzeldi...sevdim bu yazıyı...

Adsız dedi ki...

ve kimsenin aklına guguk kuşuna sormak gelmedi... gerçekten öyle miydi?
gül

Adsız dedi ki...

https://www.youtube.com/watch?v=pbfY4ui4aaw

Yeni adresim

ara ara aşağıdaki adresimde yazacağım https://atesinsesi.wordpress.com/ /